başlık yok.

Giresunu sevdiğim söylenemez. ama baya bi benzer yönlerimiz var. mesela giresunun havası çok dengesiz bi gün yağmur fırtına varsa ertesi gün herşey süt liman, bende öyleyim bi gün mutluysam diğer gün melankolik ve çekilmez oluyorum. sonraa giresunun çarsısı çok karışık bunalırsınız benim kafam da öyle çorba gibi.

Şuan düşündüm de bence giresun beni kendine benzetti çekilmez biri yaptı. boşuna uğraşma giresun seni sevmedim bu gidişlede sevemicem.

Dün gece acayip yağmur yağdı heralde devam etse sel götürürdü desem abartmış olmam ya da olurum bilemedim. neyse efendim şimdiyse hava açık. ama annemin demesine göre hava kar topluyomuş. bakak görek o zaman.

Teller olmayaydı iyiydi aslında.

İşte şuan hava burda böyle yarına Allah Kerim.

hoşçakalın.

pöööffff !!

çok saçma bi dünyada yaşıyoruz bence ya da benim yaşadığım yerdeki olanlar saçma o da olmadı ben da bi sorun var. sonuncusunun olma ihtimali çok çok yüksek. o kadar üşeniyorum ki şuan cümlenin ilk harfini büyük bile yapamıyorum. çok vahim durumdayım a dostlar. ben aslında böyle biri değildim, yani çok çok önceden. sınav sistemi ve sistemdeki absürd adaletsizlikler beni bu hale getirdi. güzel ülkemde sözelcilerin adam yerine konulmaması beni bu hale getirdi. 4-5 yıl öğretmenlik okuyup atanamayanları gördükçe bende böyle olacağım işte korkusu beni bu hale getirdi. cidden hem öğretmen açığı var diyolar hemde binlerce atanamayan öğretmen var bu nasıl iştir anlayamadım gitti. bu genç yaşımda saçsız kalıcam o olacak. şu 85 gün geçsin bakalım nolacak. bugün biraz asileştim. çünkü çok bunaldım artık.. ben az daha ders çalışayım bari. nese ok kib by. :\

hepsi benim bebeklerimm

Gece Yolu.. Kristin Hannah'ın kitaplarını bu zamana kadar hep ağlaya ağlaya bitirdim. Bu kitapta da gelenek bozulmadı ve şiş gözlerle kitabı bitirdim. Kendime de kızdım "ne vardı bu kadar hızlı okuyacak az daha yavaş okusaydın ya" diye. Ama insan bu kadının kitaplarını bitirmeden elinden bırakamıyo. Kış Bahçesini bitirmek için gece 4'te yattığımı hatırlıyorum. Bu kadının kitaplarını okumalısınız mutlaka. Asla pişman olmazsınız. Şimdi sırada Sevgi Uğruna Yaptıklarımız var. Derslerden vakit bulabilirsem en kısa zamanda alıp okumaya başlayacağım. Ve çay, onsuz kitap okunur mu ki :)
Hoşçakalııınnnn :)

Neler yaptım neler...

Merhabalaaaaaarrrr. Hava fena yağmurlu aslında yağmuru severim ama ne bileyim şuan bi tuhaf hissediyorum. Yorgun bıkkın halsiz hissediyorum. Neyse melankolik hallerdeyim kısaca. Buralarda yokken neler yaptım... Dersaneye gittim ders çalıştım, Immm bol bol hasta oldum yattım. Bide bi kaç incik boncuk yaptım.

Zincirle yaptığım bilekliğin bi kaç fotoğraflarını çektim inşallah anlaşılır.

 Eğer anlaşılmamışsa ki pek iyi olmamış :) burda daha iyi anlatılmış

Herkeslere iyi güncükler :*

ponponponpon

Merhabaaalaaarr :) Eskiden beri ponponlarla oynamayı çok sevmişimdir. Geçen sene ponponlarla kapı süsü yapmak istemişimtim. Ama çok sabırlı bir insan olmadığımdan ancak 6 tane ponpon yapabilmiştim :) dün aklıma geldi ben bu ponponlarla lambaya süs yapsam ya dedim ve bu akşam yaptım. Ben susayım resimler konuşsun.
Immm resimler azıcık köyü makinem uyuzluk yaptı da kusuraa bakmayın :)

Yapmak istediğiniz ponpon sayısının iki katı kadar istediğin boyutta kartondan yuvarlaklar kesin ve ortasını genişçe delin. Delinmiş kartonların iki tanesini alıp ikisini birden sarmaya başlayın. Ben ipi kolay sarmak için annemin plastik bir iğnesi vardi onu kullandım. Kartonların ortası dolana ve ip geçmeyinceye kadar sarın. Daha ipleri ortalayarak kesin ve kartonların arasını açıp ipleri kesmeye devam edin tüm ipler kesildikten sonra kartonları çıkarmadan önce iplerin tam ortasından sıkıca bağlayın. Kartonu yırtıp çıkartın ve ipleri düzeltin. Ve işte ponpon hazır. Umarım anlatabilmişimdir bu anlatma konularında pek iyi değilim :) Eğer anlaşılır olmamışsa  internette çeşitli yapılışlar var adres vermem uygun olmaz :) Veeeeeee işte asıl resim mutlu son :) 

Şüküür Kavuşturana..

Baaayaaadır yoktum. Hem internetimin yokluğu hem dersanenin yoğunluğu çok fena çok. Bu geçen süre zarfında çok bişey yaptım dersem kuyruklu bir yalan söylemiş olurum, ama bol bol soru çözdüm sayılır mı :) Burada havalar bir kaç gündür iyi aman neydi 10 gün boyunca sürekli yağmur, yosun tutabilirdik. Olsun yağmur rahmettir bişeycik olmaz. Azıcık alışveriş yaptım, bol bol evde oturdum, bol bol sıkıldım. Neyse efenimm durumlar böyle işte en yakın zamanda görüşmek dileğiyle esen kalın. :)

bakın ne yaptım :)

Herkesin bayramı mübarek olsun öncelikle. Açıkçası bu bayram mı yoksa sıradan bir gün mü pek anlayabilmiş değilim, çünkü biraz boş geçti. Neyse efendim konu benim bayramımın nasıl geçtiği değil, sonuçta bana her gün bayram :) 

Geçen gün alalı neredeyse daha 2 ay olduğum babetimin arkasının yırtıldığını gördüm ve sinirlendim. Buna ne yapabilirim diye düşünüp durdum ve bayramın 1. günü gözüme bir şey takıldı bende evet ya tabi ne güzel olur dedim. öncelikle babetimin eski halini görelim hazır mısınız :)

                                                                                              

O işaretli yerler yırtılan yerler, fotoğrafı telefonla çektiğim için pek iyi olmadı kusura bakmayın, çekmeyi hatırladım ya ona da şükür :)

Sonracıma aldım elime silikon tabancamı veee payetli siyah kumaşımı yaptım bişeyler :)

İşte son halide bu. ben çok beğendim durup durup bakıyorum nazar değecek :P 

Herkese iyi günler iyi bayramlar. Gerçi bayramda bitti ama neyse :) Görüşmek üzere...

BU BİR NELER YAPTIM YAZISIDIR.

Dün can sıkıntısından boncuklarımı aldım önüme baktım boş duran boncuklarım var ne yapsam diye düşündükten sonra bu bileklik çıktı :)

Bunlarda önceden yaptıklarım :)
*Kapı süsü olan eskiden saatti, saati bozulunca çıkartıp midye kabuğu yapıştırdım şimdi kapı süsü olarak hayatına devam ediyor :)
*Bileziklerde düz metal bilezikti onlarında çevresine kurdela sardıktan sonra zincir doladım şimdi daha iyi oldu.
*3.resim belli olmuyo ama ayna :) eski saatin straforunu çiçekli kumaşla sarıp aynayıda silikonla yapıştırdım :)
*Kuşu internette görüp resmini kaydetmiştim sonra bende yapıp yapıştırdım :)

Hoşçakalıııınnnnnnnnnn :)

Bir kitap sevdim... Şemspare...

...
Nasılda tahammülsüz davranıyoruz, aşk söz konusu oldu mu şüphenin kırıtısına dahi. Totaliter aşklarımız. Yayılmacı, işgalci, tahakkümperver. Sevdiğimizin benliğinin haritasında ele geçirmediğimiz tek bir köy ya da kasaba bile kalmamalı. Emin olmak istiyoruz, yüzde yüz, yüzde beş yüz.
 "Seviyor musun beni?" diye soruyoruz durup durup. Yetmiyor gelen cevap,kesmiyor.
 "Hep sevecek misin?" diyoruz bu sefer. Şimdi ki zamanı kontrol etmek, ettiğimizi sanmak yetmiyor; geleceği de ipotek altına almak istiyoruz. Gelecek beş, on, kırk, elli yılı.
 "Ölene kadar seveceğim" yemini ne kadar temelsiz aslında, boş bir dayatma. Şu anı bilebiliriz sadece, koca bir ömre dair edilen her taahhüt, özünde zorlama.
 Tereddüt inancın da, özgüvenin de, aşkın da olmazsa olmazı.
 Şüpheye ve çelişkiye yer vermeyen aşklar yalan aşklar!
                                                                                           ELİF ŞAFAK - ŞEMSPARE
                                         

                                                                                   ELİF ŞAFAK - ŞEMSPARE

Ne güzel demiş daha ne denir ki. Daha kitabın başındayım. Başında bu kadar sevdiysem beğendiysem sonuna Allah kerim :)

İŞTE GELDİMMM :)

Aayyhh geldim sonunda :) Dersane maratonumda başladı 3 hafta falan oldu. Buralarda yokken ne yaptım? Aslında çok bişey yapmadım ufak tefek şeyler hep, ders çalışmaktan artık pek bişey yapamıyorum. Yaptıklarımı da bir ara koyarım buraya unutmazsam :) Yarın çok sevdiğim bir arkadaşım Ankara'dan geliyor çok heycanlandım :) çünkü kaç aydır görüşmedik :) Geçen sene sürekli yan yanaydık yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Arkadaştan öte kardeş oldu. İnşallah günlerimizi dolu dolu geçiriciiiiz :) Şimdik gidiyorummm malum okuyom ben :)

           Sevgileeerrrrrr.....
                                            Uğur böcüğünüz çok olsun :)

                                                       

                                                                                               

Vakit diyet vaktidir a dostlar..

Diyet yapmaya karar verdim ama ne diyeti??? İnternet diyeti yapmaya karar verdim. Neden mi. Baktım artık bu internete girme olayını abarttım kendimi kontrolden çıkmış hissetmeye başladım ve kendime DUR dedim. Kızım ne bu abartılı internet sevgisi, kalk bi iki ders çalış test çöz yoksa 1 yıl yetmez 1 yıl daha mı çalışmak istiyosun bi kendine gel dedim ( vay anasını ne konuşmuşum ya ). Neyse efendim olay bu yani. kontrolsüz bi şekilde internette vakit geçiriyorum ve iyi değil yani bence. Hiç bir ebeveyn baskısı yoktur zira aramızda kalsınannem benden fazla kayboluyor. Zaten annemde inanmıyo bu diyete. hoşçakalın mutlu kalın.

Hayat yaşamaya değer :) 

Alabalık, Yeşim Salkım ve Parfüm

Eeevvveeett bu kadar alakasız bi başlık daha olabilir miydi bilmiyorum. Bunların hepsi rüyam da geçen olaylar.  Alabalıktan başlayalım: Annemle deniz kenarındayız deniz de en az 1 metre boyunda alabalık bir süürüüüüü, aa diyorum anne şunlara bak bizim evdekine hiç benzemiyo ( evde ki japon balığını alabalığa benzetiyorum da ). Neyse bu rüya bitti gelelim Yeşim salkıma. Ay anlatırken gülesim geliyo :) Neyse efendim bu hanımın dünya kadar borcu varmış hemen ödemesi gerekiyomuş ( kadının derdi beni gerdi ) bi fabrikada çalışıyomuş borcunun yarısını ödemiş geri kalanını da konser parasıyla ödeyecekmiş konsere de 9.90 TLye aldığı tupturuncu bi elbiseyle çıkıcakmış. arkadan magazinvari sesler çok komikti hala gözümün önünde. Parfümlü olanı unuttum. Şimdi siz bana tüm bunlardan bizene diyosanız çok haklısınız neden anlattım bende bilmiyorum ama sonuçta burası benim mekanım arkadaşım içimi döküyorum burda. Neyse iyi uykular.

Ayy bide şurda olsam şimdi, burda uyusam ahh ahh..

Bugün n'aptım?

Bugün çok tatlı şeyler yaptım :) Öğlen 1de girdiğim mutfaktan 5te çıktım. Ama araya odamın temizliğini de yaptım kekim pişerken. Imm galiba yaptığım şeyin süprüzü kaçtı :) neyse efendeim gel gelelim yaptığım tatlı şeye:

Imm tarifi de bu: 

 Akşam sakin sakin odamda elbisemi sökerken kapı çaldı. Gelen karşı komşunun 3'e giden büyümüşte küçülmüş kızı. ben hiç oralı olmadım kız direk salona annemin yanına gitti:

-Kız: kız anam hoşgeldiğiniz nerelerdesiniz siz kız.

-Annem (şaşkındır heralde) : sende hoşgeldin burdayız.

-Kız: yoktunuz kız burda bla bla....

Ben oda da kıs kıs gülerken hooop benim yanımda.

Ben: aaa hoşgeldin ( ne kadar sevindim!)

Kız: asıl sana hoşgeldin demek lazım, nediyin sen onunla bla bla....

1 saat sonra babam geldi:

Babam: ooo hoşgeldinn kız 

Kız: anam sen ne gadar değişmişsin ha bide bu polis kıyafetini giymişsin

Babam: hahahah 

Kız hoop babama sarıldı öptü (ben burda kıskandım evet efendim 18 yaşındaki ben 9 yaşında bir veledi kskandı)

bize 7de gelen kız 10da gitti annesi çağırdığı için o da. Neyse efendim bu yazının ana fikri şimdi ki kuşak çok bilmiş efendim çookkk. 

 Hörmetleerrrr.....

Bu kitap bitince belki bende empati kurabilirim; aslında kuruyorum ya.

Biraz acayip bi' kitap ama güzel. Adam Fawer'ın olasılıksızını okuyup beğendiğim için bu kitabını da merak edip okumaya başladım.

İşte bu da tanıtım yazısı:

Yaşamınızın kontrolü sizde değil! Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun okadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın. Sadece 'isteklerinizin' tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın. EDEBİYAT, BİLİM VE FELSEFE RUHUNUZA AKACAK, OKUDUKÇA BAĞLANACAK, BAĞLANDIKÇA OKUYACAKSINIZ..

*

Hoşçakalııınnn :)

SIKICI BİR GÜNDEN DAHA MERHABALAR...

Kucağımda bilgisayarım, televizyon da işler güçler Allahtan gülüyorum öyle yani. Çok sıkılıyorum çok. Allahımm ne yazsam onu da bilemiyorum yazmak da istiyorum ne zor hallerdeyim ya. Ayy bide çok fena hasretlik çekiyorum sayın seyirciler. Sabahtan beri nette bi oraya bi buraya sürükleniyorum DIY blogları senin alışveriş siteleri beni moda blogları da benim dolanıp duruyorum. Ama çok güzel şeyler gördüm denemeye çalışıcam. 

                                     Mesela bu

Bide bu

Kaynak şurda şekerciklerim

Hoşçakalıııınnnnn :)

NOLCEK BÖYLE?

Bazen böyle için daralır, hani hiç bişey yapmak istemez canın öylece oturmak istersin. Belki sessiz sedasız sadece dalga sesleri olan bir yerde belki de gün batarken bir dağın tepesinde... Kimse sana dokunmasın iş buyurmasın istersin ama olmaz tabi bunlar sadece hayalden ibarettir. İşte böyle şekercikler dertlendim yine. Neden? Bilmiyorum :D Oluyo arada böyle. Dersaneye gitsem mi gitmesem mi sıkıntıları bastı. Gitsem ayrı gitmem çok daha ayrı. Gitsem sabah erken kalkma derdi, bugün gitmiyim noluur yalvarmaları, sonra bide parasal sıkıntıları da var ( gerçi ben bunu ne zaman desem annem beni dövecek oluyo ). Gitmesem evde ben tek başıma çalışamam ki. Offf off. Hadi bakalım hayırlısı.. Ben vakit varken biraz daha huzurlu yerlerde oturma hayalleri kurayım. :)

Yada alışverişte hayal edeyim bide limitsiz para harcama hakkım olsun ne de olsa hayal demi ama :)

 

Bide alışveriş yaptığım yerde hep bundan çalsalar aslında farketmez yalın olsa yeter :)

Bu tatil de bitti

Eeevveetttt tatil bittii. Nasıl geçti diye soracak olursanız cevabım iyi diyelim iyi olsun olur. Öyle deniz, kum, güneş üçlemesi falan olmadı çünkü deniz buz gibiydi. Hayır kutuplara falan gimedim. Neyse benim tatilim dağ bayır çayır çimen köyle geçti. Haa bide kocaman kahkalar vardı :)

Sesimi duyan var mııı??

deneme 1 2

Eeveett yaptığım ıvır zıvırları paylaşma zamanı geldi gibi. Yolculuk öncesi iyi gider belki.

İşte geldim burdayım :)

Yazacak çok bişeyim yok şu an. Bir ben eksiktim tam oldu :)